9 Kasım 2008 Pazar

Nasil gecti anlamadim..

Gecen hafta kmap yaptiktan sonra bu hfat inanilmaz hizli gecti ben bile anlamadim.. Zaten ilk iki gunum uyuyklayarak gecti diyebilirim. Sali gunu secimler vardi ve hepinizin bildigi uzere Obama secimlerde rakiplerini acik ara geride birakti. Hatta McCain kendi eyaleti olan Arizona'da bile ustunluk kuramadi. Universite ogrencilerinin cogu Obama taraftari, onlara siyahlar ve orta yaslilar da eklenince secim gunu gorulmeye deger bir hal aldi.

Secimleri izlemek ve konsere gitmek icin Sali aksami ben de sehir merkezine gittim. Malene ve Adam beni yarim saat kadar beklettikten, ben de 2 tane 36 lik film bitirdikten sonra Congress Hotel diye bilnen cok guzel bir yere gittik. Bir tane iceride bir tane disarida olmak uzere iki tan konser alani, 3 ayri temali bari ve ust katta da normal otel odalari var. Ben sadece otel oldugunu saniyordum ama aslinda her istege hitap eden barlari icerisinde barindiriyormus. Cesit cesit biralarinin yaninda guzel guzel de kokteylleri var. O aksam Norvec'ten Big Bang adinda unlu bir grup gelmis. Ama ona ragmen giris ucretsiz. Ustelik grup icin daha da kotusu herkes konser alanina sandalye cekmis, televizyondan secimleri izliyor. O yuzden uzulmedim degil onlara. Ama dedigim gibi insanlarin tepkisi ve mutlulugu gorulmeye degerdi. Obama'nin zaferi ilan edildigi anda herkes yerinden firladi, bagiris cagiris durmadi diyebilirim. O sirada ben de Adam ile konusuyordum, ikimiz de nedense 3 yil icerisinde gercekten kotu bir sey olacagina inaniyoruz, hayirlisi..

Biraz konser, biraz bira, biraz muhabbet derken saat 12ýe geliyordu ve biz de oradan kalktik, gidip doner benzeri bir sey yedikten(evet hem pis hem de 700 kalori) bir guzel uyuduk..

Carsamba gunu aksam gene yuruyus klubu ile beraber gecti. haftaya veya sonraki haftalara bir poker turnuvasi ayarlamaya calisiyorum, topladigimiz para da klube gidecek, uyelere canta, uyku tulumu olarak geri donecek. Bunlari konusup bir seyler yedikten sonra ayrldik, evlerimize gittik..

Persembe gunu ise karanlik odaya keskin bir donus yaptim. Uzun bir suredir fotograf basmiyordum ve bu baya rahatsiz ediyordu, en sonunda cirkin kotumu ve eski t-shirtumu giyip kendimi kimyasallarin arasina attim. Ilk basta biraz zorlansam da biraz ugrastiktan sonra guzel bir seyler cikmaya basladi. Boyle ara verince kendi fotograflarimi da performansimi da hic begenmiyorum, biraz daha ustune dusmem gerekiyor fotografin...

Cuma gunu ise cok sikici baslayip inanilmaz eglenceli bitti, onu da yakinda anlatacagim...

7 Kasım 2008 Cuma

Mail sorunlari

Bir ara mail adresimde sorun cikti, bana mail attiysaniz ulasmamis olabilir, o yuzden yeniden denemenizi tavsiye ediyorum. Su anda sorunsuz durumdayim, daha uzun yazacagim..

Gorusmek uzere...

3 Kasım 2008 Pazartesi

Manning Kampi

Uye oldugum yuruyus ve kamp klubunun bir mail grubu var, butun gezilerin davetleri, kayitlari, tanimlari oradan yapiliyor. Ben de genelde tam okumadan hadi gideyim diyorum. Bu sefer hic okumadan "Gidelim mi" diyen arkadaslarima uydum, "Gadi gidelim be, nolcak ki" dedim, ama yandim vallahi..

Gezi ozeti:

Cuma:

Saate 4'te yola cikis, ilk gece arabali kamp, yemek ve uyku.. Istediginiz kadar yemek, icki, ivir zivir alabilirsiniz, cunku kamp yaptimiz yer arabalarin bitisiginde olacak.. Biz de buna uyup hemen barbekuluk kocaman etler aldik, yanina 6 sar bira, onun yanina tatli falan filan derken zaten bir bagaj dolusu ivir zivirimiz oldu. Askam 6 gibi oraya vardik, yolda giderken butun tirlarin kornalarini calmalarini sagladik ve sapsal dovmeler cizdik kollarimiza. Kamp alanina varir varmaz hemen cadirimizi kurduk, daha onda sacma sapan gulmelerimiz basladi. Benimle beraber bir tane daha degisim ogrencisi oldugu icin anlamadimiz noktalarda insanlara iskence ettik, ingilizce ile dalga gectik, ustune bir de nedense milloyetcilik yaptik.. Saat 10 gibi uyuduk heralde, ama soguktan donarak..


Cumartesi

Amac: Manning Kampina ulasmak

Yol: Net 1300 metre yukselmek, 16 km yol yurumek, bunu 8 saat icinde gerceklestirmek
Olanlar: Toplamda 1750 metre cikmak, 450 metre alcalmak, 30 dakka yuryus 10 dakka molalarin 25 dakka yuruyus 20 dakka molalara donusmesi, ayaklarin su toplamasi, inlemeler, durmadan yemek yemek, durmadan terlemek, "are we there yet?" ve "What is the altitude gain?" sorularuinin tavan yapmasi.. Diger bir yandan soyle diyebiliriz, Bursa'dan yola cikip kestirmeden Uludag'a, tasin topragin icinde 15-30 kilo arasi bir canta ile varmak. Varildiginda "Aaaaa" demek ve ayi gibi yemek yemek...

Olanlar:
Sabahin 6'sinda cani kamp liderimiz tarafindan soguk havaya uyandirildiktan sonra ayilmak icin bir sure aptal aptal dolasmak zorunda kaldim. aslidna uyku tulumum gayet iyiydi ama nedense kapamadim fermuarini, butun gece donup dururken baya usumusum. Bir de bizim 3 kisi kaldigmiz cadir 6altigen seklindeydi ve ben kenarda uyudugum icin kimi zaman virgul sekline, kimi zaman da parantez sekline girmek zorunda kaldim, sabah kalktigimda baya sikayet ediyordum (her zamanki gibi) :)
Kalktitan sonra hemen ates yakildi tekrar, kahvaltiliklar ortaya cikti, caylar icilip bir seyler yendi ve ionceki gunun alkolu biraz yok olmaya baslayinca rotanin basina dogru yola cikildi. Rotanin basina gitmek icin 4 ceker pick-uplardan birinin arkasina 2 gurp seklinde dolustuk. Pick-up bana misin demedi yolda ama onumuze atlat cikinca onlari yoldan cikarana kadar baya ugrastik. Benim "poposuna vurun, poposuna" diye yalvarislarima cevap gelmedi ama atlar anlamis olack ki hemen kokularini saldilar.

Saat 8 gibi tirmanmaya basladik ve basta espriler girla giderken yurudukce herkes tikanmaya basldi, sesler kesildi, yerini su icilere birakti..

Ilk molamiza kadar normal bir egimde devam ettik, ama sonrasinda keci yollari ve derin ormanlik basladi, iste burada artik adimlar kuculdu, nefesler buyudu, molalar siklasti ve uzadi. Herkesin bir derdi vardi, ama tirmanmaktan baska bir secenek olmadigi icin sikayetler azalmisti.

Boyle boyle derken saatler gecti, sular bitti, terler akti, "ne kadar yukseldik?" diye tartismalar artmaya basladi.

Saat 5 gibi kamp yerine vardik, ama suyumuz bitmisti neredeyse tamamen, bu yuzden bir dereye gidip su almamiz, bu suyu filtre ile artimamiz gerekiyordu. Ben bizim cadir icin filtrelerken dagin tepesine kadar bira tasimis olan kamp liderimiz bana da bir bira verdi. Bu inanilmaz bir sey aslidna, o kadar yol boyunca ben bira tasisam o biralar benim icin altin degerinde olur. Ben de onun icin su pompaliyim dedm, ama bir anda butun su siseleri bizim grubun uzerine kaldi, 2 saat kadar bu ise hacadik sanirim.

Su sorunu ortadan kalktiktan sonra hemen yemek yemeye koyulduk, bu sirada digerleri coktan ates yakmis, yemeklerini neredeyse bitirmisti, ama biz de asagida kalmadik, Ben koca bir konserve kuru fasulye goturmustum(evet benden baya bir cektiler), digerlerinin de paket yemekleri olunca baya bir ziyafet cektik. Yemekten sonra icki icecek halimiz bile kalmamisti, ortalarda ve genelde atesin cevresinde biraz aptal aptal dolastiktan sonra cadirlarimiza cekildik, ben lensimi cikarir cikarmaz derin bir kis uykusuna dalmistim bile...


Pazar:

Amac: Biraz daha su edinmek, arabalara farkl bir rotadan ulasmak

Yol: Ney 1300 metre alcalmak, 17 km yol yurumek, alcalriken birkac tepe tirmanmak zorunda kalmak

Olaylar:
O kadar yukseldigimizden dolayi pazar sabahi cok daha soguktu hava, ben uzerimde ne varsa giydim, sapkami da taktim, baya rahatladim, ama bu sefer ates yakmayacaktik ve buna dayanmak zorundaydik. Hemen kahvalti etmeye, tuvalet ihtiyacimizi gidermeye ve su pompalamaya (bizim gurp haric herkes) basladik. Hrkeste bir yorgunluk vardi ama sikayet etmenin hicbir manasi yoktu, cunku arabalar ulasmanin hicbir yolu yoktu yurumekten baska ve telefon da cekmiyordu. Yani birinin ayagi kirilsa baya zor bir durumda kalacaktik..

Tam yola cikarken tek basina dolasan bir bayan gorduk. Kendisi "ARIZONA TRAIL" denen Meksika'dan baslyaip Grand Canyon'a giden tahmini 1000 km'lik parkuru tek basina yapiyormus ve 39 gecedir cadirda yasiyormus. Cantasi bizimkinden hafifti ve inanilmaz formda gozukuyordu yasina ragmen..

Asagi inis yolunda kahkahalar daha da fazla idi, cunku asagi iniyorduk. Artik molalarda insanlar daha enerjikti ve neden mola vedik yahu diye sasiriyordu. Tirmandigmiz birkac tepeden abska sorunumuz yoktu ve kalan yemekleri bitirmek icin canice bir girisim vardi. Artik kimse "kac metre yukseklikteyiz?" diye sormuyordu ve yurume hizimiz baya artmisti. Birkac bozuk yol disinda hicbir sorunumuz yoktu. Ben bir ara Turkiye'yi anlattim, ama artik konusacak cok daha fazla ortak konumuz oldugu icin oyle memleket konularina takilmiyorduk. Ne guzel ki ben ve diger degisim ogrencisi onlar muhabbet ritmini hic bozmadan hatta arttiriak anlasabiliyorduk. Arada anlamadigimiz seyler olunca da komik durumlar doguyordu..

Saat 4 gibi arabalar vardik, halbuki daha fazla yol yurumustuk.. Arabalara vardigimizda heemn soguk biralar cikti ortaya, Chipottle denen Meksika durumcusune gittik. deli gibi yemek yedik ve evlerimize dagildik. Beni evime birakan kisilere odami ve kaldigim yeri gosterdim,. planlar yaptik ve vedalastik. Pazar aksami kadar yorgundum ki saat 8 de yatip 12 saat uyumusum ama cok guzel bir hafta sonunu geride birakmistim.. Artik Turkiye'ye donerken daha cok uzulecektim..

Yorgunluktan olmek...

Hafta sonu Uludag'in yari yolundan baslayip tepesine kadar ciktiginiz, yol boyunca tepeleri inip ciktiginizi, 20 mil yol ve 4000 feet net yukseklik kazandiginizi dusunun. Evet bu hafta sonu bunu yaptim, deli gibi eglendim, gulmekten oksuruk krizine girdim. Anlatacagim ama once uyumam lazim.. Bekleyiniz..