27 Eylül 2008 Cumartesi

Sinav da oldum ata da bindim..

Gecen pazar gununden baslayarak bu hafta benim icin cok dolu gecti. Cumartesi gunu kaya tirmanisina gittikten sonra pazar gunu yuruyuse gitmeyi planliyordum. Gene hic tanimadigim insanlarla daha onceden kararlastirilmis saatte ve ayni yerde bulustuk. Genelde bu yuruyuslere bir kisi liderlik ediyor, bu kisiler daha onceden bu yorede yuruyuse gitmis, acil durumda ne yapilmasi gerektigini bilebilecek ve deneyimli kisiler arasindan seciliyor. Yuruyus rotasini, hizi, durulacak yerleri genelde o seciyor. Bu seferki lider meger yuruyusun disinda bir sey planlamis, yuryus sadece yan etkenmis. Plan da bocekleri incelemekmis.

Yaklasik 1 saat kadar araba ile gittikten sonra patikanin kenarina arabalari park ettik. Joe (bocekci leider) bagajindan aletlerini cikmarmaya basladi. Yere kocaman bir carsaj serip, iki tane direk dikip o direklere de baska bir carsaf gerdikten sonra carsaflarin uzerine gucunu araba akusunden alan UV lambalarini yansitti. Bocekler UV isinlarina bizden cok daha duyarliymis ve genelde normal isiktan daha fazla ilgi gosteriyorlarmis. Boceklerin gelmesini bekleyedururken biz de yakindaki patikada yuruyuse gittik. Dondugumuzde bir baktik kocaman da bocekler hakkaten, herbiri ayri bir dunya, herbiri ayri bir can.. Insan yakindan bakinca gercekten onlarin dunyasinin bizimkinden daha buyuk ve renkli oldugunu, bizim sadece insanlarla paylastigimizi dusundugumuz, bazen irklara bile saygi gostermezken onlar ne dunyaya zarar veriyorlardi ne de (genel olarak) ne de birbirlerine (aclik haric) bir dusmanliklari vardi. Biz yanimizdaki kisi farkli dusunuyor diye birbirimizi oldururken onlar kendilerinden inanilmaz farkli vucut yapisina sahip hayvanlara aclik haricinde bir sey yapmiyorlardi. Onlari incelerken dunyanin ne kadar buyuk oldugunu, her ne kadar iletisim ile kuculdugunu dusunsek de aslinda hala evrende minik bocekler oldugumuzu anladim.

Hafta ici genel olarak kosturma icinde gecti, Sali gunu ilk sinavimi oldum, artik dersler temposuna oturdu, siniflarda katilim azaldi ama gene de bir gun calismayinca insan hemen geriye dusuyor. Fotograf dersinde fotograflarimi kagida dokmeye basladim. Cok paslanmamisim, hemen toparladim, genel olarak kotu seyler cekmemisim. Ayrica ben rulo rulo film almak yerine tekrar kullanilabilir kutucuklar ve 30 metre film almistim, o uzun filmi kucuk kutularina tikistirdim(hala dogru yaptim mi bilmiyorum, pazartesi banyosunu yaparken gorecegiz).. Derslerimde bircok kisi ile tanistim, aralarinda amerikanlar da var Kazaklar da, Araplar da.. Bu yuzden baya mutlu oldum..

Bu gun ise listemden bir sey daha sildim, o da ata binmek. O kocaman hayvanlardan birine sonunda bugun uzun uzun binebildim. Buradaki yardimci ailem Miriam bizi ata binmeye goturdu(sanirim o bizim icin para odedi ama itiraf etmiyor). Ufak bir tanismadan sonra egerleri atlara koyup baslangic seviyesindeki parkurda biraz dolastik. Parkur guzel olmasa bile o kocaman hayvanin gucunun bir kismini hissetmek, o hayvanla is birligi yapmak inanilmaz bir duygu. Atlari daha hizli kosturmamamiz icin bizi uyardilar, cunku grup 6 kisiden olusuyordu ve bu bindigimiz atlar yasli yaris atlariymis. Kosma durumlarinda bazen gaza gelip kontrolden cikabiliyorlarmis. Ben de boyle bir ani bir ara yasadim, "yav anam babam bir dur" diyesim geldi ata. Ama daha sonra kapali bir alanda biraz daha hizli gitme sansini da edindim, evet popom aciyor. Bir de belli bir ritimle ziplamak lazim, ben ya ritimi kaciriyorum ya ati yonetmeyi unutuyorum. Ugrasmak lazim vesselam. 

Atlari yikadiktan sonra sehire geri donduk, yemek yerken Miriam'da daha ne cevherler oldugunu ogrendim. Burada bir ara ucaklara merak salmistim, meger Miriam'in (boyle arkadas gibi konusuyoruz, yasiyoruz hos ama o 67 yasinda, gene de valla dinc bir hanim) bir ara ucagi varmis ve pilotluk ehliyetine sahipmis. Ben bir sure sok olduktan sonra muhabbet uzadi da gitti, baya oturduk. Miriam disindalki diger kisi de Nepal'den Tenzing. Toplumsal konular, din, hobiler, sanat falan derken baya eglendik sanirim hepimiz. Bir de herkesin yemek pisirecegi bir gece yapmaya karar verdik. Miriam da bana o aksam turta yapmayi ogretecek. Simdi odamdayim, pazartesiye bir odevim var. Hafta sonu kampa gidecegim icin simdi bitirmem lazim, sonra da disari cikmayi planliyorum. Kamp icin yarin sabah gene erken kalkmam lazim, bu yuzden heralde 12 gibi donmus olurum. Umarim o da guzel gececek.

Simdilik bu kadar, ama yelken tanitim toplantisinin cok cilgin planlari varmis, onlar da heyecanlandirdi simdi aksam aksam.. Kendinize iyi bakin.. (Popom aciyor baya, bu kovboylarin neden her daim ata biner gibi yuruduklerini bugun cozdum)

26 Eylül 2008 Cuma

Yemek Tarifleri 1: Sadece erkekler icin..

Bu sefer ki yazim sadece erkekler icin zira az sonra yazacagim seyler kadinlarin gelecegi ile ciddi bir sekilde oynayabilecegi gibi gorunuslerinde ciddi bozukluklar yaratabilir, erkekler ile olan iliskilerinde degisiklikler yaratabilir.

Evet iste her AC erkegin gece saatinde yuzune gulumse getirecek sirrimi anlatmaya basliyorum..

Ortaya Bomba Ozel Mete Sandvici

Sabah acliktan mi uyandiniz, geceleyin midenizin gurultusunu duymaktan mi bunaldiniz, "Iki bira ictim, simdi soyle bomba bir sey yesem SEHHANE olmaz mi?"diyorsunuz, iste size kucuk bir tarif..

Hazirlama suresi: 10 dakika(colaklikla dogru orantili)
Gerekenler:
Aclik
Tencere
Tereyag (Iki corba kasigi kadar, fazlasi da goz cikarmaz)
2 yumurta
2 dilim HAM, olmazsa 4 dilim kadar salam
2 Amerikan kasari(daha fazlasi daha iyi)
4 yaprak marul
2 corba kasigi bal
4 dilim tost ekmegi
Istege bagli: Sogan, domates, salatalik, recel, zeytin ezmesi, olursa bacon..

1. Iki dilim tost ekmegini kizartin.
2. Uzerlerine esit miktarda bal surun.
3. Ocagi acin, tencereyi ocaga koyun, 1 kasik tereyag atin, eritin..
4. Salamlari veya Ham lerin iki yuzunu esit miktarda pisirin, yakmayin, abartmayin. Son kez cevirdikten sonra uzerlerine kasarlari koyun. Kizarmis ekmeklerin uzerine birer tane olmak uzere yatirin. Asagidaki resimdeki gibi bir seye benzemesi lazim, yoksa yiyin bastan baslayin..


5. Tencereniz buyukse bir corba kasigi, kucukse yarim corba kasigi tereyagi tencereye atin. Yumurtalarinizdan bir veya iki tanesini (tencere buyukse 2, kucukse 1) tencereye dikkatlice kirin. Karistirmayin. Ebatlarini tost ekmeginin buyuklugu kadar tutmaya calisin (nedenini anlayin) . Bir yuzu pistikten sonra ters duz edin, dikkatlice. Bu sirada diger iki dilim ekmeginizi kizartin. Yumurtanin diger yuzu de pisince dikkatlice ekmeklerinizin uzerine birer birer koyun.

Ortaya not: Ben tam bu adimda yumurtalarin uzerine Ranch denen hafif mayonezli peynirli bir salata sosu surdum, cok hafif mayonez ve biraz daha sert bir peynir de ayni isi gorur.

6. Ekmeklerinizin uzerlerine marullari, soganlari, domatesleri vs koyun..

7. Son kizarttiginiz ekmekleri de her seyin uzerine koyup salyalarinizi silin.

8. Ekmekleri kosegenlerinden kesip sakince saldirin..

Afiyet olsun..



21 Eylül 2008 Pazar

Yapilmasi gerekenler listem..

Sonudna yapilmasi gerekenler listemdeki bir seyi daha gerceklestirdim. Bu liste orjinal olarak bir otobus yolculugunda ortaya cikmis, oradan buradan aklima esmis ve yapmam gerektigine inandigim her turl seyi icermisti. Bilenler bilir icinde kamp yapmaktan, ucak kullanmaya, devekusu sahibi olmaktan dagiciliga kadar alakali alakasiz bir ton sey var. Her aklima geleni yazmaya, arada sirada da yazdiklarimin ustunu cizmeye devam ediyorum ama sonunda listenin demirbaslarindan birine adim attigim icin inanilmaz mutluyum.

Bugun ilk defa adam gibi kaya tirmanisi yapmaya gittim. Daha once Istanbul'da Budak ile birkac deneyimim olmustu ama devamini getiremedik, kismet burayaymis. Burada Cliff Hangers diye bir klup var ve kaya tirmanisi ve kampcilik ile kafayi bozmus turlu turlu insanlarla dolu. Ben de toplantilarindan birine ne tirmanmayi bilerek ne de herhangi bir malzeme sahibi olarak gitmistim, onlar da "Gel gidek, deniyek" diye cagirdilar beni. Sonuc olarak bu cumartesi sabahi saat 6.30 da sismis gozlerle kalkip okulun yolunu tuttum. Yaklasik 30 mil gittikten sonra, yolun ortasinda bir yerde durup otun berinin ciine girip yurumeye basladik. Yaklasik 500 metre ilerledikten sonra bir kayanin onunde durduk ve alet edevati olanlar(ben degil tabi) esyalarini cikarmaya basladilar.

Tirmanista insanlarin en cok onem verdikleri ekipmanlari ipleri. Kalan her seylerini rahatca odunc verseler de iplerine inanilmaz bir ozen gosteriyorlar, ne uzerine basmaniza goz yumuyorlar, ne de odunc almaniza. Sebebi ise yukarda vazgecilmez olan tek eleman olmazsi ve fiyatlari. Bugun baktigimda 50 metre ipin fiyati $160 basliyordu, hayli yuksek. Onun disinda harness dedikleri kosum takimini ve super surtunmeli tirmanma ayakkabilarini(her ne kadar kokulu ve terli olsalar da) odunc alabildim. Yaklasik 20 metrelik orta seviye bir duvari iki kere cikma sansim oldu, ve yukari ciktikca o kadar uzaklasiyorsunuz ki herseyden, anlatilmaz yasanir diyebilirim heralde. Butun kas agrilariniz, parmaklarinizdaki butun yaralar ve o inanilmaz rahatsiz ayakkabilarin verdigi tum aci bir anda yok oluyor, indikten sonra tekrar tirmanmak istiyor ve sabirsizlikla bir sonraki tirmanisi dusunuyorsunuz. Ben baskalarinin malzemelerini aldigim icin sayisiz tirmanma olasiligim olmadi.. Ama gene de tekrar tekrar gitmeye ve bu spora da el atmaya karar verdim.

Bu arada ilgilenenler icin bir duyurum, tirmanmak icin cok uzaklara gitmeye gerek yok, okulun bir tirmanma duvari var, ayrica yaklasik 100 km kadar gittikten sonra da Ballikayalar diye bilinen guzel bir tirmanma ortami var, bazi malzemeler kiralanabilir, bazilari ise odunc usulu kullanilabilir. Ama zaten aldiginiz malzemelerin bir kismi baya uzun sure kullanildigi icin cok da uzulmeye gerek yok. He bu spora hic el atmayip paranizi cebinizde tutabilir misiniz, evet tabiki tutabilirsiniz, ama bence herkesin en az bir kere denemesinde fayda var, hatta ne kadar zorlanip ne kadar yorulursaniz uykunuz o kadar tatli olacaktir, benden soylemesi..

Dun aksam ise bir barbeku partisine gitmistim, benim gibi exchange ogrenci olan butun insanlarin katildigi bana yakin bir yerde verilmis havuzlu bir parti. Ben goturmedim mayomu ama insanlar getirmis, alkol deposunu fulledikten sonra minicik havuzda tepinmekten geri kalmadilar. Bira gene su gibi icildi, bitince ise herkesin gizli stogundan teker teker cikmaya basladi, uyanik olunca siz de baya bir seyler goturebiliyorsunuz. Artik herkes baya kaynasmis durumda, durmadan gezi planlari ve yapilanlar tartisiliyor, ulke tanitimi modu tamamen kapanmis durumda, sadece yeni tanisilan insanlar ile biraz yapiliyor. Ben de hakkima duseni yiyip ictikten sonra ertesi sabah erken kalkip tirmanmaya gidecegim diye gece 2.30 gibi donmek zorunda kalmistim..

Yarin ise yuruyuse gidiyorum, haftaya ise sinavim oldugu icin bu aksam evdeyim, ayrica yorgunum.. Biraz ders calisip listemden bir maddeyi daha cikardigim ve zevk aldigim sporlara bir tanesini daha ekledigim icin mutlu mesut uyuyacagim, hepinizi de kocaman operim.. (hala papagan alamadim, ama yaklasiyor)

19 Eylül 2008 Cuma

Erken gelen hafta sonu..

Bu hafta da benim icin bitmis durumda, ve donmeme ne kadar az zaman kaldigi gun gectikce daha da aklima kaziniyor. Zaman gercekten cok hizli geciyor, daha demin Pazartesi idi, bes dakika sonra pazar aksami gelmis olacak..

Evet, bakalim neler yaptim? Dun (carsamba aksami) dersim bittikten sonra tirmanma klubunun tanisma toplantisina gittim. Cok tatli ve bir o kadar komik insanlar. Dagcilik klubunun asil adi Cliff Hangers yani Bayir Askintilari.. Kucuk bir klub, sanirim aktif uyesi fazla degil. Her carsamba bulusmaya calisiyorlar ve bir de mail gruplari var. Sanirim klubun bazi demirbas malzemeleri var, canta, ip, harness gibi. Iplere bizim(yelkencilerin) gosterdigimizden cok daha fazla onem gosteriyorlar. Biz havuzlukta dugum olmus, pislenmis, ustune basilmis iplere alismis iken onlar neredeyse ipek mendil gibi davraniyorlar iplerine(burun silmek hairc).. Tabi biz en fazla yelken kaybediyoruz ve direge cikacaksak da guvenlikli cikiyoruz, onlar pekmezi aktiyorlar. Sebebi bu olsa gerek. Tanisma faslinda herkes ne kadar tirmandigini anlamadigim bir dilde soyledi. "5-20 tirmaniyorum"gibi bir seyler dediler, 5 metre cikip 20 sinav cekiyorum demek degilse ne oldugu hakkinda hicbir fikrim yok, ama bir tanesi "Aboov"dedirtti herkese, ben de saygi duydum, adamin ne menem bir sey oldugunu anlamadiysam da. Neyse beni de aralarina kabul ettiler, cumartesi gunu gidip bakacagiz neymis ne degilmis. Gene hafta sonu erken kalkmak zorunda kalacagim ama alistim artik buna.. Bu arada klup baskani Turkiye'ye gelmeyi dusunuyormus, hepinize is dusuyor pek tabi.

Dagcilik klubunden ciktiktan sonra hiking klubunun toplantisini yolunu tuttum, sanki rekabet varmis gibi ayni saate koymuslar. Bu haftaki yuruyuslerin hepsi ertelenmis, yeni yuruyusler eklenecekmis, o yuzden gozumuzu acik tutmaliymisiz. Ben de hemen yazildim bir tanesine orada, simdiye kadar hep kuzeye gitmistik, bu sefer pazar aksam ustu guney taraflara gidecegiz, gec saatte donecegiz. Biraz da oralari gormus olacagim. Ayrica sonraki hafta cadirli bir kamp var, ona da yazilmistim, simdi canta, cadir ve uyku tulumu arayisi ve cozumundeyim. Buradaki bur yer kiraliyormus bunlari sanirim, haftaya bunlarin pesinde kosacagim birazcik..

Bu toplantilar bittikten sonra, cuma aksami bir arkadasimin oturdugu yerde barbeku partisine cagrildiktan sonra bir de sinema gosterimine gittim. Sinemanin "Naked Live Girls Unite". San Francisco'da obir striptiz klubunde calisan kadinlarin gercek hikayesi ve nasil sendika kurduklari ile ilgili. Insana gercekten yeni bir bakis acisi katiyor, eger sikilmazsaniz izlemenizi tavsiye derim. Orada karsilastigim baska insanlar muhabbet de tatli oldu, odama baya keyifli gittim anlayacaginiz.

Bugun ise ilk defa labaratuar dersine girdim, bizim embesil gibi yaptigimiz deneylerden daha farkli pek tabi. Gene deneyler cok kolay, gene yonergeler var, ama oyle salak gibi F= ma yazip bir arabanin hizini bulmadik, oturduk ciddi ciddi olcumler yaptik ve ilk defa bir deneyden bir seyler anladim, bu arada Jamie ile tanistim, kendisi lab partnerim olur. Ben kendisini 20 yasinda zannederken meger evli, 30 yasinda ve bir tattoo-piercing dukkani sahibiymis. Ayrica Aerospace muhendisligi okuyormus. Burada zaten sinfita 50 yasinda insanlar gorebiliyorsunuz ve gercekten takdiri hakkediyorlar, kimse "Bizden gecmis artik" demiyor vallahi..

Yarin dersim yok, ama artik ciddi ciddi ders calismam lazim, fluid beni korkutmaya basladi ciddi, ciddi, sonum pek iyi gorunmuyor. Cumartesi ogleden sonra ve pazar sabah calismayi planliyorum.. Allah sonumu hayir etsin, ne diyim..

Kendinize iyi bakin, hepinizi optum..

18 Eylül 2008 Perşembe

Yeni bir hafta, dolu bir hafta...

An itibari ile Carsamba, 16.30.. Az once karanlik odadan ciktim, o kadar sure karanlikta kaldiktan sonra ufak bir sok yasadi. Pazartesi gunu filmlerimizin banyosunu yapmistik, bugun de o negatifleri toplu bir sekilde kagida dokmeyi "ogrendik". Benimle beraber bu dersi alan herkes aslinda sanat ogrencisi, ben ise degisim ogrencisi olarak ayricalikli oldugum icin bir muhendis olarak orada surunebiliyorum. Kalan herkes ayri bir tad, ayri bir havada, renkli, neseli insanlar.. Sinifta 18 kiz, 2 erkek var. Ama oyle kiz konusmasi veya dedikodu tadinda bir durum yok, zaten onceden kimse birbirini tanimiyormus, daha yeni yeni kaynasiliyor. Bu yuzden ben de onlarin dedikodularindan fazla dislanmamis oluyorum. Yakin zamanda kagida doktugum fotograflari da scan edip sizlere yollarim, biraz eski usul oldugu icin hem zahmetli hem de oahali oluyor..

Gecen hafta sonu tek basima kaldiktan sonra, biraz zorunluluktan ama genel olarak Sena sayesinde bircok etkinlige kendimi ativerdim. Su anda insaat muhendisliginden kopru projesine ve havacilik muhendisliginin klubune uye olmus durumdayim. Bu aksam kaya tirmanisi klubu toplantisi var, ondan sonra da "Live Nude Girls Unite" adli bir filimin gosterimi var. Onun disinda fotografcilik dersinin mail grubunu kuruyorum, bir de belki hafta sonu gene yuruyuse gidecegim. Anlaycaginiz birden asiri patladim umarim o da bende patlamaz.. Ama Sena'ya ne kadar tesekkur etsem az, beni bana facebooktan arkadas bulmakla tehdit etmese heralde biraz daha icime kapanacaktim..

Hafta sonu hala ne yapacagim belli olmasa da belli planlarim olusmaya basladim, olumluyum mutluyum. Haftaya ilk sinavim var: Mechanics of Solids, yani mukavemet. Konular zaten az, hoca da genelde sinifta cozduklerini soruyormus, ama gene de bir stres, gene de bir karmasa. O yuzden heralde bir gunumu ona ayiracagim, sonra da size anlatirim neler oldugunu..

Kendinize iyi bakmaya devam edin, hepiniz opuldunuz..

15 Eylül 2008 Pazartesi

4. hafta sonum da geride kaldi..

Ne yazik ki tatminlerimin altinda bir hafta sonu gecirdikten sonra bir pazartesi ile bir haftaya daha basladim. En azindan guzel uyudum, onun icin mutluyum..

Cuma aksami son blogumu yazdiktan sonra hem ertesi gun icin hem de gelecek hafta icin alisveris yapmaya gittim, kendime gene bir ton et, sebze ve abur cubur aldiktan, az bi para odedikten sonra geri geldim. Burada et reyonu sanki dinazorlar icin yapilmis, hayvanin ceyregini paketleyip reyona koymuslar direk. Sebze ise hem pahali hem de plasik tadinda, tek iyi yani oyuncak gibi gozukmesi, super sekilli ve cok parlak renkli. Ama gene de yeniyor. Marketten dondukten sonra erken yatmak zorunda kaldim, zaten ertesi sabah 6.00 da kalkacaktim bir de o aksam icin bir seyler planlamamistim, tos tos uyudum.

Sabah 6 da kalkip deli gibi kahvalti ettikten sonra 7 de planlalanan yerde bulsutuk, toplam 8 kisi ve 2 araba Mt Lemmon adli yere, 40-50 km oteye ve yaklasik 9000 feet yukseklige ciktik. Hava sabah 15 derece oglen ise 25 derece idi, tabi 40 dereceden sonra felaket rahatlatici geliyor. Yuruyus planimiz 5.5 gidis, 5.5 gelis olmak uzere 11 milden biraz daha fazla olacakti ama giderken yokus asagi 600 feet kaybedip daha sonra hepsini tirmanmak baya zorluyor insani. Hele bir de golge yoksa amela yanigi olmak isten bile degil. Burada tanistigim insanlarin hepsi hiking manyagi, herbiri her hafta sonu hiking e gidip islerini buna gore planliyorlar. Bir de pek bilmedikleri sarkilari var, temasi ise pazartesi gunu sevmedigin bir iste calissan bile pazar gunu doganin koynundasin..

Hafta sonumun tek atraksiyonu hiking oldu diyebilirim, onun disinde biraz oda arkadaslarim ile konusup, odev yapip kendimi temizlige vurdum, bir de alisveris merkezine gittim. Sena'nin kulaklarini baya cinlattim, kendisi olmadan kendime bir kot bile alamadim. Burada indirimler daha tam baslamadi ama bazi magazalar tikis tikis. Bir tanesi her kot deneyene t-short hediye ediyor. Aninda bitmis tabi, baska bir yer kotlari 15 dolara kadar dusurmus, magazaya sanki bomba dusmus. Burada %50 indirim dedikleri zaman 1 alana 1 bedava seklinde yapiyorlar, klasik amerikan teyzeleri cop posetleri ile esya tasirken gorebilirsiniz.

Ne yazik ki renksiz gecen bir hafta sonum ve dolayisi ile bozuk bir moralim oldu ama bunu degistirmem gerektigi icin bu hafata her yere saldiriyorum..

Kendinize iyi bakin, daha sonra gorusmek uzere..

13 Eylül 2008 Cumartesi

Evet bir cuma daha geciyor..

Su anda saat 16.30, cuma ve aksama hala ne yapacagim belli olmadi. Zaten ortalik eskisi gibi canli degil. O yuzden dunden baslayarak ne oldugunu anlatayim. 

Dun oglen yazimi yazdiktan sonra havuza gittim, iki gidim yuzmeye calistim, ama hem uzun zamandir hareket etmemekten hem de heralde dizi izlemenin verdigi yorgunluktan iki kulacta bayilip kaldim. Biraz cirpindim, yanimdaki canavarlarin yari hizinda yuzmeye calistim, ama adamlar oyle boyle degil, benim 2 kati hizimda yuzup, sudan ckip 25 sinav cekip suya geri girip, biraz durup gene depara kalkiyorlar. Burada insanlar bir sportif ve bir iri, benim bacagim kadar kolu olan adamlar, benim belim kadar ensesi olan develer var burada, biraz moralim bozuldu ama napayim, tembelim :) Neyse ben de baktim yuzemiyorum bari suraciga kivrilayim diye sezlonga uzandim, heralde uyumusum 1 saat, bir yuzdum ciktim gene. Soyunma kabini diye bir sey olmadigindan biraz tedirgin oldum ama artik yigidin mali meydanda olur ilkesini uygulayacagim, diger turlu hamam bocegi gibi tuvalete git elinde sortla, oradan don falan filan, cirkin isler.. (Memo bu tam sana gore, butun teshirciligini burada gel yap, bizi de rahat birak)

Oradan donerken biraz orada biraz burada oyalanayim dedim, bakinayim, dolanayim dedim. aklimda yapacak sey yok, ama boyle zaman gecirirken paketlerimden bir baskasinin daha yonetimin ofisine geldigi aklima geldi, ne yazik ki cok gecti, yarin sabah almam gerekiyordu. Ben de odama gittim, biraz bakindim, ders calistim, cikip Arizona Commons adli ogrenco konutlarina gittim, Orada bolca muhabbet ettikten sonra (daha mutlu bir bicimde) odama geri dondum ve gunum boyle bitti. Ama sabah erken kalkip yonetimden paketimi almam, odama geri getirmem, icinden baz esyalari alip okula kosmam gerekiyordu.

Simdi Oytuncum buralar gene biraz sana, gene biraz fotografcilik.. Burada teker teker rulo film almak yerine gittim 100 feet film ve tekrar kullanilabilir kartus aldim. yani filmin teneke kismi. Kucuk bir alet var, karanlik odada icine filmi koyuyorsun sonra da kartuslara filmi doldurup doldurup kullaniyorsun ve ayni kalitedeki film yari fiyatina geliyor, (kartus paralarini da dahil ettiginde, ustelik o parayi da sadece bir kere oduyorsun) Biraz dikkat gerektiriyor ama heralde 2 saat icinde 25 tane kartusu doldurur, baya da ucuza acimadan cekersin, aklinda bulunsun. Iste bugun bunu yapmayi ogrendim. Birikmis odevlerimi ve ders calismalarimi yapmaya calistim, derste muhabbet falan derken zaten aksam kac olmus..

Simdi belki alisverise gidicem, yarin sabah (cumartesi) saat 6.00 da kalkip doga yuruyusune gidicem, hem hava serin oluyor o saatte hem de 15 km kadar bir rota yuruyucegiz. Daha once hic gitmedigim icin, yorgunluktan olmezsem yarin anlatirim. Alisveristen donunce de insanlari arayip ne var ne yokmus ogrenecegim.

Artik eskisi gibi parti, bulusma olmuyor, sorun bende saniyordum, sorun arkadaslarimin bolumlerinde. benim gibi muhendislik okuyanlar rahatken edebiyat, fizik ve matematikciler oluyor, dun bir baktim bir raf kitap dizmisler (abarti) okumalari gerekiyormus.. Vah vah dedim, korktum kactim..

Az sonra fotograf makinem de gelecek, ikinci el oldugu icin nasil bir sey cikacak bilmiyorum. Umarim iyi olur, simdilik hoscakalin..

Son dakika duzeltmesi: Az once gene sans eseri foto makinemi aldim. Az kalsin unutuyormus kurye, yanina gittim "Hooop abicim, benim paketim vardi yahu, noldu o bakalim" dedim, o da aa dur valla unutmusun dedi ve dunyalar guzeli Canon A1 'imi bana veriverdi. Valla cocugu kucagina verilmis anne gibi hissettim kendimi.. Hemen oracikta acti kutuyu(masallah super paketlemisler), piril piril makinemi gordum. Kendisi tahminimce 25 yasinda bir makine ama hamambocegi ozelligi gosterdigi icin hala tikir tikir calisiyor, ustundeki cizikler de butun anilarini yansitiyor. Birazcik lighmeter i ayarsiz sanirim ama ufak bir fiyata o da yapilir gibime geliyor... Bu hafta sonu deneyecegim, bakalim nasil olacakkkk 

Kihkih.. ehiehi

12 Eylül 2008 Cuma

Paketlerim gelmeye basladi..

Dun bir anda pitir pitir cozulmeye baslayan paket problemlerinden sonra ilk paketimi almis bulunmaktayim. Paket direk posta kutuma birakilmiz, gittim mutlu mesut bi sekilde aldim, odama geldim, kimse bakiyor mu siye biraz kusku ile bekledikten sonra minik bir sercenin kucuk bir ayiya dnustugu edada yara yara actim paketi. Meger MEchanics of Solid kitabim gelmis. Bu kitap ilk defa 1974 yilinda basilmis, ikinci baskisi ise 1978 yilinda falan. Su anda satilan o 1978 yilinda yapilan kitabin yumusak kapaklisi ve biraz daha mekanik tonlusu. Benim amazon.com dan ikinci el olarak aldigim kitap ise 1980 yilinda cikmis baskidan, sayfalari biraz eski kokmus ve analdigim kadari ile bir ikinci el kitapcisindan alinmis, ama gene de kalin kapakli. Neyse dedim, artik neyse ne, ben de kabul ettim, en azindan kitabim var, en azindan mutluyum.
Istanbul'da burada yerlesmek icin ev bakarken su anda kaldigim yerin internet sitesine rastladigimda, "aha ne guzel yahu, barbeku alani var, kocaman havuzu var, otel gibi yahu, tavana cig kofteleri at at ye.." demistim icimden. Buraya geldigimde ne goriyim, hovuz o kadar kucuk ki icinde sadece zevk sarhosu arilar yuzuyor, mutluluktan olup suda yuzuyorlar. Kirk yilda bir 5 barzocuk havuza giriyor, 2-3 kiz havuz basinda gunesleniyor, onun disinda havuz bortunun bocegin hakimiyetinde. Ben de dun odama geldiginde, hadi bir havuz yapayim, su sidikli sudan ben de bir yutayim dedim. Giydim mayomu, aldim havlumu, bir baktim yagmur yagdi yagacak, hava da sogumus baya (25 C), hemen kostum havuza atladim, malum gunun 40 derecesinde kaynayan havuz sicacik. Yuzme bilmeyen teyzeler gibi havuzda 1 saat kadar tepinip bulutlari izledikten sonra odama geri dondum, kendime KFC biscuit inden pisirmeye calistim, onu biraz yakinca kendime sosisli salcali makarna pisirip odamda birazcik ders odev falan bakindim. Bol bol Sena'yi andim, sayet kendisi zamaninda "Yahu fulldizi.com diye bir site var, ac anam izle babam izle" dedigi icin gene Terminator'un dizilerine takildim kaldim..
Bu fotograf makinesini siparis ettikten sonra ilk defa bu kadar huzurlu uyudum, oylecene sumugumu akita akita horladim(serefsiz oda arkadaslarim gece gene klimayi acmis, benim paramla calisiyor len o, kapayin sizi gidi destursuzlar diyesim geldi ama anlamayacaklar diye diyemedim)
Simdi de dersten derse kostuktan sonra yemek yedim ve az sonra gercek insanlarin 5 kulacta bitiremedigi normal bir havuza girecegim, aslinda bana kalsa bu dizilerin verdigi uykusuzlugunu gidip odamda uyuya uyuya atarim da o kadar mayo tasidim, odaya goturup dolaba geri tikarsam depresyondan olurum..

Bu arada bu kisim sana ozel Oytun'cum, derslerin nasil diye sormustun, gel anlatiyim..

Fluid: Fluid dersi baya iyi, hoca cok komik bir amca, incecik bir sey ama bazen oyle sevkle oyle hararetle anlatiyor ki anlamazsan utanirsin. Daha simdilik fluid static falan yapiyoruz, yani bebe konular ama gene de hicbir zaman elden birakmamak lazim sanirim, yoksa gercekten kacabilir, tutamazsin, dersi birakir seneye tekrar alirsin. Oyle thermo gibi psikopata baglamiyor sanirim, ama dedigim gibi adam olmakta fayda var, ben baya sevdim, severek de sevecegim, okuyup calisacagim.

Mechanics of solids: "nerde lan static dersleri, Kutay Orakcal, bir guzel soru cozse, bir tepegoze soru koyup en embesil insanin anlamasini bile saglasa" dedirten bir ders. Hocanin taktikleri bir degisik, sinifta bebe bebe ornekler cozuyor, hep teorem yapiyor ama ondan sonra odevlerde zorlamaya basliyor. Teoriden soruyu tamamen cikartman yeni ufuklara acilman gerekiyor. Bu yuzden oyle "anladim ben sinifta anlatilanlari" deyip aldanmamak lazim. Aslinda bu kisimda aklimda bazi soru isaretleri var, yaptigi quizlerde hep sinifta cozdugu ezik sorulari soruyor, sinav nasil olur bilemedim. Ama assumption ve negligible objeler az degil, cok takildin mi kafayi yersin..

Instrumental Engineering: Bu derste error hesaplama, grafikler, gaussion, istatistik hesaplari ile ugrasiyoruz. Hoca "benim elimde bir comak var, isinacak da isinacak, sonra da soguyacak, aygit da bu, otur bana hesapla bla balaaa" diyor, biz de hesapliyoruz, sonra "sinavda extra 1 puan isteyen kalksin tahtada cozsun, yalan yok" diyor, biri kalkiyor cozuyor. Boyle bir ders. Dersi veren Prof Wong, heralde 28 yasinda ama Kivanc'tan daha yakisikli, komik konusan bir adam. Favori cumlesi "Any question, any suggestion, any concern?"..

Introduction to Nuclear Engineering: Bu ders bir ayri garip. Daha 2 gun once oturup proton ne, notron kimi opmus, elektron neden sokaklarda surtuyor gibi sacma sapan seyler yapiyorduk, simdi isin icine bir formuller girmeye basladi, boyle bazen bakiyorum. Aslinda kolay hala, oturuo donusumleri, zamanlarini ve teorisine bakiyorsun ama kitaptan da calisman lazim, kitap da masallah alistigimiz hicbir kitaba benzemiyor. Hani bizim kitaplar bos konusur, boyle satir atlarsin hala ayni hamam ayni kasedir ya, bu kitapta satirlarin arasi bile dolu, siir gibi yazmis adamlar, okuyan ATLAS yapiyor. Bu dersin hala gelecegime faydasi olup olmayacagini bilmiyorum ama aliyorum iste napayim..

Black&White Photography: Iste Oytun'cum (ve buraya kadar son nefesini tutabilmis, hala yasayan kalan sevgili herkes) heralde dikkatini en cok cekecek ders budur. Boyle bir karanlik oda, ekipman ve profesyonellik gormedim(simdiye kadar gordugum ne var ki zaten). Ama adamlar baya onem vermisler, sanirim 20 tane enlarger, taze taze bol bol kimyasallar, odunc alabilecegin makineler ve lisans ustu ogrencilerin yardimseverligi ile bilgi depolari. Adamlarin zaten foto kutuphanesi var. Bu derste daha filmleri banyo etmeye ve foto basmaya eni baslaycagiz, ama herkes sanat ogrencisi oldugu icin benim cektigim sandalye, masa fotograflari biraz kiytirik kalacak sanirim. Gene de boyle karanlik odayi gorunce insanin onceden 3 gun uyuyasi, sonra da 2 gun oradan hic cikmamasi, ciktiginda hafif bir tebessum ile kimyasalli ellerini rengi kacmis pantalonuna silesi geliyor. Ben de boyle olacagim sanirim..

Simdilik bu kadar, artik her gun yazmaya calisacagim, kendinize iyi bakin..

10 Eylül 2008 Çarşamba

Ohh be sonundaaa....

Daha once internetten bir adet kitap, foto dersi icin kamera ve farkli bir yerden de foto dersi icin kagit, film ve ivir zivir siparis etmistim. Ne yazik ki hepsi ayri bir sorun yaratti bana, amazondan aldigim ikinci el kitap kuryeye gec verildi, ustelik de amazondan takip edilemiyor, yani mumkunse 2. el kitap almayin, alirsaniz kullanici ile irtibata gecin ve kesinlikle kurye numarasini isteyin, boylece siz de takip edebilin, en azindan neredeymis, ne zaman gelecekmis ogrenin, diger turlu butun gun amazonu takip ediyorsunuz. Ikincil olarak kamerayi alirken ilk once kredi karti limitim yetmedi, neler nolmaz diye okulda aldigim kredi kartlarindan birini kullanmistim, ama o yetmeyince bir kere ddaha siparis ettim farkli kredi karti ile. Elimde iki adet siparis numarasi ve bol miktarda uykusuzluk olunca hata ustune hata, sonunda uc adet siparis ve iki adet iptal, gereksiz bir suru mail oldu ve magazanin sayfasi bana kafayi yedirtti. Gunde en az 47 kere bakti internet sayfasi bana durmadan siparisin beklemede oldugunu soyleyip durdu, ben de cildirma safhaasina geldim, en sonunda adamlari aradim ve noldu johnny dedim. Kusura bakma abicim, biz aslinda onu yolladik, geliyor olmasi lazim, sen gozunu dort ac dedi.. Ben de bir OHHHHHH cektim, sayet cuma gununden beri durmadan bu siparisa bakip durmaktan, duramdan siparis numarasini (amma uzun sey) copy paste etmekten sikinti ve sikinti gelmisti cidden.. Neyse sonra bir baktim foto filmlerim de yola cikmis, simdi kendimi dogum gunu cocugu gibi hissediyorum, her ne kadar her birine tonla para odemis olsam da sanki bedavaymis, sanki hediyeymis gibi geliyor (annem babam sagolsun tabi yani haklarini yiyemem, optum sizi), o kadar sikintidan sonra boyle deli gibi rahatladim, ne yalan soyliyim, Heralde cuma gunu hepsi bana ulasmis, ve odami kutular ile doldurmus olacak, kihkih ahahahah ohhh beeee gark gurk pirt....

Iste boyle durumum, simdi utanmadan hala internette bir seylere bakip siparis vermeyi dusunuyordum ki kendime bir tokat attim, salak cocuk aptal misin bir de sen, dedim.. Dedim tabi, uflesene sutu, yogurdu bak gene gecen gunku gibi agzini yakacak yemek dedim, o yuzden 15 km otedeki alisveris merkezine gitmeye karar verdim, istedigim cantalardan birinin fiyati yariya inmis cunku :).. Sena sayesinde bir alisveris manyagina donustum yani (optum senacim seni de ) Olsun abicim, keyfim yerine geldi napayim, simdi foto dersine gidicem, pazartesiye kadar 70 kusur foto cekmis olmam lazim ama dert mi kardesim artik, haha, cumartesi gunu gidecegim hike ta cekerim tamamini, mis gibi de olur, serbet gibi de olur, bal gibi de baklava gibi de... hahaha keyfim yerindeee

Kendimin de asosyal oldugunu dusumeye baslamistim ki yok yok mete bir dur dedim simdi, kefyin yoktu senin, bak simdi gene atlarsin zarta zurta sonra gene dolu olursun dedim, sayet oyle oldu da... Gene de bu kadar isin arasinda mis gibi yemekler de pisiriyorum.. Gecen gun bir baktim, soganim oluyor, patatesim yeni bir agac olmus, tavuklarin da son gunu, aldim hepsini koydum tencereye, ustune biraz cokokrem biraz recel biraz soya sosu, hapur hupur yedim.. Yok yok cokokrem recel de yok da sogan-patates-tavuk-soya sosu uclusu mu ne kac iste, bayaa guzel olyuor, yerken agzim feci yandi, 2 gun yemek yiyemedim, baya da ekonomik oldu yani...

Simdi kendime bira alacak birini bulmam lazim gene, bu sefer 68 li koli aldiricam kendime, biraz stogum olsun ki arkadaslarimi da eve cagirabileyim..

Simdilik buradayim cicikolarim, artik diger sayfa ne oldu bilemedim ama biraz burada devam edelim.. Kendinize iyi bakin, optum yaladim, sarildim..

Bu arada ablam da fransaya gittim, 1 sene orada, artik baya dagildik ama soyliyim de bir hikaye yazsin, buraya yapistirayim, herkes okusun, ogrensin, evet Mine, bana mail at, beni ugrastirma (optum)

(COK SIMARDIM COK)