Dun bir anda pitir pitir cozulmeye baslayan paket problemlerinden sonra ilk paketimi almis bulunmaktayim. Paket direk posta kutuma birakilmiz, gittim mutlu mesut bi sekilde aldim, odama geldim, kimse bakiyor mu siye biraz kusku ile bekledikten sonra minik bir sercenin kucuk bir ayiya dnustugu edada yara yara actim paketi. Meger MEchanics of Solid kitabim gelmis. Bu kitap ilk defa 1974 yilinda basilmis, ikinci baskisi ise 1978 yilinda falan. Su anda satilan o 1978 yilinda yapilan kitabin yumusak kapaklisi ve biraz daha mekanik tonlusu. Benim amazon.com dan ikinci el olarak aldigim kitap ise 1980 yilinda cikmis baskidan, sayfalari biraz eski kokmus ve analdigim kadari ile bir ikinci el kitapcisindan alinmis, ama gene de kalin kapakli. Neyse dedim, artik neyse ne, ben de kabul ettim, en azindan kitabim var, en azindan mutluyum.
Istanbul'da burada yerlesmek icin ev bakarken su anda kaldigim yerin internet sitesine rastladigimda, "aha ne guzel yahu, barbeku alani var, kocaman havuzu var, otel gibi yahu, tavana cig kofteleri at at ye.." demistim icimden. Buraya geldigimde ne goriyim, hovuz o kadar kucuk ki icinde sadece zevk sarhosu arilar yuzuyor, mutluluktan olup suda yuzuyorlar. Kirk yilda bir 5 barzocuk havuza giriyor, 2-3 kiz havuz basinda gunesleniyor, onun disinda havuz bortunun bocegin hakimiyetinde. Ben de dun odama geldiginde, hadi bir havuz yapayim, su sidikli sudan ben de bir yutayim dedim. Giydim mayomu, aldim havlumu, bir baktim yagmur yagdi yagacak, hava da sogumus baya (25 C), hemen kostum havuza atladim, malum gunun 40 derecesinde kaynayan havuz sicacik. Yuzme bilmeyen teyzeler gibi havuzda 1 saat kadar tepinip bulutlari izledikten sonra odama geri dondum, kendime KFC biscuit inden pisirmeye calistim, onu biraz yakinca kendime sosisli salcali makarna pisirip odamda birazcik ders odev falan bakindim. Bol bol Sena'yi andim, sayet kendisi zamaninda "Yahu fulldizi.com diye bir site var, ac anam izle babam izle" dedigi icin gene Terminator'un dizilerine takildim kaldim..
Bu fotograf makinesini siparis ettikten sonra ilk defa bu kadar huzurlu uyudum, oylecene sumugumu akita akita horladim(serefsiz oda arkadaslarim gece gene klimayi acmis, benim paramla calisiyor len o, kapayin sizi gidi destursuzlar diyesim geldi ama anlamayacaklar diye diyemedim)
Simdi de dersten derse kostuktan sonra yemek yedim ve az sonra gercek insanlarin 5 kulacta bitiremedigi normal bir havuza girecegim, aslinda bana kalsa bu dizilerin verdigi uykusuzlugunu gidip odamda uyuya uyuya atarim da o kadar mayo tasidim, odaya goturup dolaba geri tikarsam depresyondan olurum..
Bu arada bu kisim sana ozel Oytun'cum, derslerin nasil diye sormustun, gel anlatiyim..
Fluid: Fluid dersi baya iyi, hoca cok komik bir amca, incecik bir sey ama bazen oyle sevkle oyle hararetle anlatiyor ki anlamazsan utanirsin. Daha simdilik fluid static falan yapiyoruz, yani bebe konular ama gene de hicbir zaman elden birakmamak lazim sanirim, yoksa gercekten kacabilir, tutamazsin, dersi birakir seneye tekrar alirsin. Oyle thermo gibi psikopata baglamiyor sanirim, ama dedigim gibi adam olmakta fayda var, ben baya sevdim, severek de sevecegim, okuyup calisacagim.
Mechanics of solids: "nerde lan static dersleri, Kutay Orakcal, bir guzel soru cozse, bir tepegoze soru koyup en embesil insanin anlamasini bile saglasa" dedirten bir ders. Hocanin taktikleri bir degisik, sinifta bebe bebe ornekler cozuyor, hep teorem yapiyor ama ondan sonra odevlerde zorlamaya basliyor. Teoriden soruyu tamamen cikartman yeni ufuklara acilman gerekiyor. Bu yuzden oyle "anladim ben sinifta anlatilanlari" deyip aldanmamak lazim. Aslinda bu kisimda aklimda bazi soru isaretleri var, yaptigi quizlerde hep sinifta cozdugu ezik sorulari soruyor, sinav nasil olur bilemedim. Ama assumption ve negligible objeler az degil, cok takildin mi kafayi yersin..
Instrumental Engineering: Bu derste error hesaplama, grafikler, gaussion, istatistik hesaplari ile ugrasiyoruz. Hoca "benim elimde bir comak var, isinacak da isinacak, sonra da soguyacak, aygit da bu, otur bana hesapla bla balaaa" diyor, biz de hesapliyoruz, sonra "sinavda extra 1 puan isteyen kalksin tahtada cozsun, yalan yok" diyor, biri kalkiyor cozuyor. Boyle bir ders. Dersi veren Prof Wong, heralde 28 yasinda ama Kivanc'tan daha yakisikli, komik konusan bir adam. Favori cumlesi "Any question, any suggestion, any concern?"..
Introduction to Nuclear Engineering: Bu ders bir ayri garip. Daha 2 gun once oturup proton ne, notron kimi opmus, elektron neden sokaklarda surtuyor gibi sacma sapan seyler yapiyorduk, simdi isin icine bir formuller girmeye basladi, boyle bazen bakiyorum. Aslinda kolay hala, oturuo donusumleri, zamanlarini ve teorisine bakiyorsun ama kitaptan da calisman lazim, kitap da masallah alistigimiz hicbir kitaba benzemiyor. Hani bizim kitaplar bos konusur, boyle satir atlarsin hala ayni hamam ayni kasedir ya, bu kitapta satirlarin arasi bile dolu, siir gibi yazmis adamlar, okuyan ATLAS yapiyor. Bu dersin hala gelecegime faydasi olup olmayacagini bilmiyorum ama aliyorum iste napayim..
Black&White Photography: Iste Oytun'cum (ve buraya kadar son nefesini tutabilmis, hala yasayan kalan sevgili herkes) heralde dikkatini en cok cekecek ders budur. Boyle bir karanlik oda, ekipman ve profesyonellik gormedim(simdiye kadar gordugum ne var ki zaten). Ama adamlar baya onem vermisler, sanirim 20 tane enlarger, taze taze bol bol kimyasallar, odunc alabilecegin makineler ve lisans ustu ogrencilerin yardimseverligi ile bilgi depolari. Adamlarin zaten foto kutuphanesi var. Bu derste daha filmleri banyo etmeye ve foto basmaya eni baslaycagiz, ama herkes sanat ogrencisi oldugu icin benim cektigim sandalye, masa fotograflari biraz kiytirik kalacak sanirim. Gene de boyle karanlik odayi gorunce insanin onceden 3 gun uyuyasi, sonra da 2 gun oradan hic cikmamasi, ciktiginda hafif bir tebessum ile kimyasalli ellerini rengi kacmis pantalonuna silesi geliyor. Ben de boyle olacagim sanirim..
Simdilik bu kadar, artik her gun yazmaya calisacagim, kendinize iyi bakin..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder