Amerika'da yaşayanlar, ekonomiyi nasıl canlı tutacağını gayet iyi biliyorlar (tabi paraları da yok değil). Bir yandan dini bayramlar, bir yandan milli bayramlari bir yandan da yapma bayramlar derken durmadan bir parti, alışveriş, harcamai hediye etme havası başlıyor 1 Kasım itibari ile... Bütün bu harcama, hediye etme, yemek yeme havası 25 Aralık'a kadar son bulmuyor. Şimdi biraz detayına girelim.
1 Kasım, Cadılar Bayramı, aslında Meksika'nın Ölüler Günü'nden özenilerek Amerikaya'ya uyarlanmış bir yapma bir bayram. Cadılar Bayramı ve öncesinde adet, bir kostüm ve uygun bir makyaj ile olmadığın biri haline gelmek. İşin içine kostüm, makyaj ve biraz da yaratıcılık girince, tabiki her türlü kılıkta insan görülebiliyor ortalıkta. Kostümler, iPhone, Scrabble, Minik Kuş, yapma muz, polis, hemşire gibi şeylet olabilirken sadece makyaj ile zombi kılığına da girilebiliyor. Tabi olay sadece kostümden ibaret değil.
Her yer bal kabakları ile süsleniyor, her yere korkutucu örümcek ağları, ölü böcek ve fare sahteleri konulup sis makineleri ile efektler yaratılıyor. Bahçeli evi olanlar bu konuda birbirleri ile yarışıp, en iyi bütün bir sene kendini iyi hissediyor. Bir yandan da meşhur partiler var tabi. Cadılar Bayramı'na en yakın olan hafta sonunun cumartesi akşamı, festival havasında geçerken herkes bir bardan diğerine kostümleri ile geçip, barların hazırladığı Cadılar Bayramı temalı içecekleri yuvarlayıp sabaha kadar eğleniyor. Ama işin kilit rezilliği şu: eğer sabaha kadar eğlenip sonra geceyi başkasının evinde bitirmeye karar verip ertesi gün öğle vakti kostümünüz ile eve dönmek üzere yola çıkarsanız, işte o zaman "Hall of Shame"e katılmış oluyorsunuz :)
Cadılar Bayramı ile başlayan tatil ve harcama sezonu, daha Cadılar Bayramı'nın ertesi günü başlayan Şükran Günü reklamları ile tam rotasına ve hızına kavuşuyor. 24 Kasım'da olan Şükran Günü, Amerikalıların Amerika kıtasına ilk taşındıkları zaman, Yerlilerin kendilerine hindi ikram etmeleri nedeniyle duydukları şükranı hatırlama günü. Şükran Günü resmi tatil ve herkesin evinde bütün ailesini toplayıp, hep beraber sahip oldukları şeyler için şükran duyması bekleniyor. Gelenek olarak hindi pişiriliyor. Bu günde, öğrencileri, yabancıları ve fakirleri de beslemek ve doyurmak gelenek olduğu için, yemek öncesi yardım sever bir hava geziyor sokaklarda.
Şimdi diyeceksiniz ki Şükran Günü'nde harcama nerede? Alışveriş çılgınlığının düşük boyutlusu, sofra kurarken görülüyor. Sofrada bulunan yemek, genellikle sofra etrafında bulunanların da yakın akrabalarını doyuracağı kadar fazla oluyor. Dolayısyla Şükran Günü'nde önce Migros benzeri alışveriş mekanları tıka basa oluyor. Ama asıl çılgınlık "Black Friday" ve "Cyber Monday" olarak geçen Siyah Cuma ve Siber Pazartesi günleri yaşanıyor. Black Friday'de, bütün mağazalar şaşırtıcı, dudak uçuklatıcı, insanı çıldırıtıcı indirimler yaparak herkesi alışverişe teşvike diyor. Noel'de herkese hediye almanın da şart olduğu düşünülürse, böyle fırst kaçmaz diyen herkes, kendini bu çılgınlığa bırakıyor. Bazı mağazalar daha Şükran Günü'nün akşamı saat 10'da açılıyor. Diğerleri ile sabahın erken saatlerinde.
Her türlü mağazaların önünde açlıktan çıkmış gibi bekleyen muntazam kalabalık oluyor. İnsanlar genelde alışveriş merkezlerine 3-4 kişi gidip, yanlarında telsiz götürüp, 3 kişi koştur koştur 100 dolara 40 inç LCD almaya çalışırken, sonuncusu da kasa sırasına geçiyor.
Cyber Monday ise, Black Friday sonrası gelen pazartesi, internette indirimlerin görüldüğü zaman. Black Firday benzeri, gene %40-%50 indirimlerin çok rahat görüldüğü, kargonun bedava olduğu zaman dilimi. İnsanlar sabahtan bilgisayar başına oturup, en iyi fırsat nerede araştırıp en ucuza en çok istedikleri şeyi almak üzere her şeyi yapıyorlar. Özellikle istediğiniz bir şey varsa, aslında kaçmayacak fırsat. (Bu cümle ile kendi durumumu anlatmaya hazırlıyorum sizleri. Gerçekten hepsine ihtiyacım vardı, hepsini gerçekten uzun zamandır araştırıyordum)
Her ne kadar çok fazla paçayı kaptırmamış olsam da ben de ne yazık ki nasibimi aldım bu alışveriş çılgınlığından. Tam bu ay sonu artıya geçtik, cepten yemedik diyecektim ki bir baktım o da ne... İşte benim çetere:
- Traş Makinesi
- Bluetooth bağlantılı araç telefon kiti
- Etiketleme makinesi
- Sena'nın çok istediği bir hediye
Aslında düşündüğüm kadar çok değilmiş. (Heralde faturalar ile üst üste geldi :) )
Alışveriş sezonu tabiki bitmedi. Şükran Günü'nün hemen ertesinde Noel sezonu başlıyor. Noel (Christmas) Hristiyanların dini bayramı. Çoğu iş yerinin 2-3 gün resmi tatile girdiği, herkesin birbirine hediye verdiği, çam ağaçlarının ve evlerin deli gibi süslendiği, Noel Baba'nın çatıdan içeri daldığı zaman dilimi. Daha şu Christmas için süslemeler ve ilgili reklamlar ve yıl sonu kampanyaları başlamış durumda. (Bak şimdi baktım, Eddie Bauer hala %40 indirimde, ama bir şey ihtiyacın yok Mete, hepsi dolap kalabalıklığı)
Mağazalar büyük indirimlerine tekrar başlayacak, arabalarda indirimler tepeye çıkacak ve alışveriş çılgınlığı küçük bir soluklanma sonrası devam edecek.
Chrismas bir yandan gene toplanma, hatırlama ve evde huzuru bulma zamanı. Herkes birbirine kart atarken, "Merry Christmas" diyerek birbirine de mutluluk ve sevgi aşılamaya çalışıyor. Noel günü olan 25 Aralık'ta kilisiye gitmek tabiki bir gelenek.
Yaklaşık iki ay süren bu alışveriş, kutlama ve hatırlama sezonundan minimal ekonomik darbe ile çıkmak herkesin harcı değil. Verdiğinden çok hediye almak, hep almak istediğin şeyi tam o sırada indirimden almak bu işin bence iki kilidi. Ama gene de hiç ama hiç kolay değil :) Denedim.
Bir yandan da ekonomi inanılmaz hızlanıyor. Her yerde para harcama olduğu için para deresi akıyor, çark dönüyor, un öğütülüyor ve karınlar doyuyor. Tabiki insanların en başta harcayacak paraları da var. Olmasa bile, parası az da olsa bir şekilde ya yardım görüyor bu iyilik sezonu içerisinde ya da kendince ufak da olsa kutlama yapıyor.
Toplamak gerekirse, Ekim ortasından Aralık sonuna kadar Amerika'da neredeyse her yer (evet kar yağmadığı halde Teksas'ta da Noel'i kutluyoruz) neşe, sevinç, kutlama ve şenlik ile kavruluyor. Belki de Amerika'da geçirilecek en güzel zamanlardan biri, tabiki yerlisi olarak. Yoksa Noel'de ve Şükran Günü'nde dışarıda bir kahve içeyim, yemek yiyeyim derseniz, işte o zaman biraz aç kalırsınız, benden söylemesi :)