Robin Knox-Johnston, denizci bir aileye doğup daha küçük yaştan itibaren tuzlu sudan hiçbir zaman uzak olmayan bir hayat sürüyor. 60'ların ortasına kadar dünyanın çeşitli yerlerinde, İngiltere Donanması'nda görev alan Knox-Johnston, Hindistan'da yaptırdığı daha doğrusu yaptığı teknesi Suhaili'yi üç arkadaşı ile İngiltere'ye getirir. Yolculuğun bir kısmını tek başına da tamamladıktan sonra dünyada, yelken konusunda atılacak çok fazla büyük adım kalmadığını ama tek başına, hiç yardım almadan ve karaya çıkmadan dünyayı dolaşmanın bunlardan biri olduğunu belirtir. Onun, bu turu tamamlayacak ilk kişi olmak istediği sıralarda, aynı düşünceye sahip ve hazırlıklara başlamış başka yelkenciler de vardır. Aynı emelde koşan yelkencileri toplamak üzere Sunday Times gazetesi bir yaris ilani yapar ve belli tarihler arasinda baslamak uzere dunyanin etrafinda yelkenle dolasip hic yardim almadan en kisa surede donen kisiye odul verecegini soyler.
Knox-Johnston, kitabinda, yarisa hazirlik surecini, sponsor arayisini, yarista basindan gecenleri ve seyahati suresince yazdığı günlüklerini bu kitabında topluyor. Kitabın büyük çoğuluğunu aslında yolculuk sırasında yazdığı günlüğü oluşturuyor. Olayları genellikle taze taze yazıp daha sonra çok az değişiklik yaptığı için duygularını aktarmakta çok başarılı oluyor. Toplamda 303 gün süren yolcuğunda gördüğü insan sayısı iki elin parmak sayısını geçmiyor, fırtınalı gecelerde eğer mümkünse uzun mesafe telsiz konuşmlarını dinlemek onun için paha biçilmez bir rahatlama yöntemi oluyor ve çok canı sıkıldığı zamanlarda "Bu iş bir bitsin, duş, bira biftek ve temiz çarşafa yatacağım" telkiniyle sakinlemeye çalışıyor.
Kitabı okurken, aslında ne kadar sosyal bir hayat yaşadığımızı, bütün gün evde otursak bile insanlardan iletişimimizin hiç kopmadığını ve bazı şeylerin ne kadar değerli olduğunu gördüm. 300 gün boyunca süren bir yarışın son çeyreğinde, hiçbir gemi tarafından görülmeyip telsize cevap vermeyen bir kişinin hayatta olması için dua etmek, şu zamanda çoğu kişinin kaldırabileceği bir yük değil. Bir diğer yandan bakınca da Knox-Johnston'da uzun bir süre dünyadan hiç haber alamadığı için ne savaş çıkıp çıkmadığını biliyor, ne de ailesinin sağlık durumunu. Yolcuğu en kısa sürede tamamlayan yazar, İngiltere'ye döndüğü zaman büyük bir coşku ile karşılanıyor ve daha sonra da Kraliçe tarafından Sir ünvanına layık görülüyor. Sir Knox-Johnston, hala hayatta ve yarışlara katıldığı oluyor. Daha önce okuduğum kitapta 1998 yılı Vendee Globe yarışında yarışan yelkencilerin başından geçen kazalara ve hayatını kaybetmiş olan Gerry Rouf hakkında yaptığı bir yorumu var:
You've raised a good point. There are people who set off, and they're irresponsible because they haven't bothered to train themselves up, learned what they're trying to do, gained some experience. And the next thing, they're getting other people to risk their lives, just to come and help them out of a stupid mistake they shouldn't have made. I've got very little sympathy for those people, in fact I'm quite critical of them. They've no right to go out, and cause others to risk their lives.
Dünyanın etrafını ilk defa hiç durmadan dolaşan adamın hikayesini anlatan kitap, yanlız olarak büyük zorluklara göğüs geren bir adamın hikayesini öğrenmek isteyenlere kesinlikle tavsie edebileceğim bir parça. Benim okuğum kitap 1970 basımıydı ama yeni baskılarını bulmak mümkün.
Şu anda okuduğum kitap ise "Sailing Alone Around the World". O ise dünyanın etrafında yelkenli tekne ile tek başına dolaşmış ilk kişi olan Kaptan Joshua Slocum tarafından yazılmış. Okuduğum baskı sanırım 1903 baskısı.
Knox-Johnston, kitabinda, yarisa hazirlik surecini, sponsor arayisini, yarista basindan gecenleri ve seyahati suresince yazdığı günlüklerini bu kitabında topluyor. Kitabın büyük çoğuluğunu aslında yolculuk sırasında yazdığı günlüğü oluşturuyor. Olayları genellikle taze taze yazıp daha sonra çok az değişiklik yaptığı için duygularını aktarmakta çok başarılı oluyor. Toplamda 303 gün süren yolcuğunda gördüğü insan sayısı iki elin parmak sayısını geçmiyor, fırtınalı gecelerde eğer mümkünse uzun mesafe telsiz konuşmlarını dinlemek onun için paha biçilmez bir rahatlama yöntemi oluyor ve çok canı sıkıldığı zamanlarda "Bu iş bir bitsin, duş, bira biftek ve temiz çarşafa yatacağım" telkiniyle sakinlemeye çalışıyor.
Kitabı okurken, aslında ne kadar sosyal bir hayat yaşadığımızı, bütün gün evde otursak bile insanlardan iletişimimizin hiç kopmadığını ve bazı şeylerin ne kadar değerli olduğunu gördüm. 300 gün boyunca süren bir yarışın son çeyreğinde, hiçbir gemi tarafından görülmeyip telsize cevap vermeyen bir kişinin hayatta olması için dua etmek, şu zamanda çoğu kişinin kaldırabileceği bir yük değil. Bir diğer yandan bakınca da Knox-Johnston'da uzun bir süre dünyadan hiç haber alamadığı için ne savaş çıkıp çıkmadığını biliyor, ne de ailesinin sağlık durumunu. Yolcuğu en kısa sürede tamamlayan yazar, İngiltere'ye döndüğü zaman büyük bir coşku ile karşılanıyor ve daha sonra da Kraliçe tarafından Sir ünvanına layık görülüyor. Sir Knox-Johnston, hala hayatta ve yarışlara katıldığı oluyor. Daha önce okuduğum kitapta 1998 yılı Vendee Globe yarışında yarışan yelkencilerin başından geçen kazalara ve hayatını kaybetmiş olan Gerry Rouf hakkında yaptığı bir yorumu var:
You've raised a good point. There are people who set off, and they're irresponsible because they haven't bothered to train themselves up, learned what they're trying to do, gained some experience. And the next thing, they're getting other people to risk their lives, just to come and help them out of a stupid mistake they shouldn't have made. I've got very little sympathy for those people, in fact I'm quite critical of them. They've no right to go out, and cause others to risk their lives.
Dünyanın etrafını ilk defa hiç durmadan dolaşan adamın hikayesini anlatan kitap, yanlız olarak büyük zorluklara göğüs geren bir adamın hikayesini öğrenmek isteyenlere kesinlikle tavsie edebileceğim bir parça. Benim okuğum kitap 1970 basımıydı ama yeni baskılarını bulmak mümkün.
Şu anda okuduğum kitap ise "Sailing Alone Around the World". O ise dünyanın etrafında yelkenli tekne ile tek başına dolaşmış ilk kişi olan Kaptan Joshua Slocum tarafından yazılmış. Okuduğum baskı sanırım 1903 baskısı.