30 Temmuz 2010 Cuma

Asagi Yarisi

En son yazimda Asagi Yarisi sirasinda blog yazabilecegimden bahsetmistim, ama onca yorgunluk ve ugras arasinda zaman bulamadim.. O yuzden simdi kisaca ozetleyeyim (yarisin uzunlugunu dusununce yazi da uzunca olabilir)

Asagi Yarisi, Istanbul'dan baslayip Cesme'ye kadar araliksiz devam eden bir yaris.. Bu 270 deniz mili uzunlugundaki etaptan sonra Cesme ve civarindaki kucuk yarislara katiliniyor.. Yarisin ilk etabi oldukca zorlu. En az 1,5 gun surecegini dusunuyorduk ama dusundugumuzden biraz farkli oldu.

Cuma oglen tum hazirliklarimizi yapip 54 feetlik teknemizin marşina bastik.. Bogazda guzel bir hava ile aldigimiz starttan sonra Bulent Bey'in Farr 55 teknesinin arkasinda, hizla yolumuza koyulduk. Farr 55, filonin en buyuk teknesi, o onde biz arkada balonla guzel guzel gidiyorken "BAMM" diye bir ses duyduk. "heralde guy, vince oturdu" diye sesi umursamadik ama aradan 20 dakika gectikten sonra teknede dolasirken bir de baktik ki ruzgaralti carmihin birinci ve ikinci gurcata arasindaki kismi yerinden cikmis, oylecene sarkiyor.. Bir kavanca atsak heralde buyuk bela cikacak..

carmihi gorur gormez, bakalim halledebilecek miyiz diye hemen beni direge bastik... Ben sarkan carmihi cekiyorum yukari, vidali yerine oturtmaya calisiyorum ama bir turlu olmuyor.. Baska caremiz yok, balonu, ana yelkeni indirip dalgasiz yere, gerisin geriye Buyuk Cekmece sahiline gitmemiz lazim.. Yolda uyuyorum ben, "Heralde yaris bizim icin bitti" diyerek.. Cekmeceye geldigimizde Anil direge basiliyor (ben, direge rahat tirmandigim kesfedildiginden beri tirmandiriliyorum), baya ugrasiyor ama ne yazik ki halledemiyor. Ondan sonra ben bir bakayim diyorum. Bu sirada asagidan da alt carmih gevsetiliyor, bir ugras derken carmihi yerine oturtuyorum, Anil kolaylamis, ben acmis oluyorum.. Hemen yelkeni basip 4 saat geriden yarisa devam ediyoruz..

cuma gecesine yaklasirken Marmara Adasi da bize yaklasiyor.. Bu sirada nobetlese uykular ile herkesin uyanik kalmasini saglamaya calisiyoruz, ama hava az, cok hizli degiliz ve sik sik yelken degistiriyoruz. Sabaha dogru Bogaza yaklasiyoruz ve gunun uzun gececegini dusundugum icin biraz uyuyorum.. Az sonra uyandiriliyorum, havanin sertleyecegini dusunuyorlar, direge bir cikip bakmaliyim.. Tirmaniyorum, carmih ayni biraktigim gibi: saglam, siki..

Bogazda gemi trafigine dikkat ederek ilerliyoruz.. Hava fena degil, balonla kavanca kavanca gidiyoruz. Ancak bogaz cikisinda bizi supriz bekliyor: havasizlik.. Bir sure sabit durdurduktan sonra guzel bir esinti bizi de tasiyor, cumartesi oglesinde yolumuzun daha uzun oldugunu dusunerek devam ediyoruz.. Bu sirada kacta varacagimiza dair iddialar devam ediyor, benim iyimser tahminim pazar sabahi 04.30, kotumser tahminim pazar sabahi 09.30..

Ogleden sonraya dogru o guzel esinti ile bir cok tekneyi yakalayip geciyoruz, 4 saat kayip ve geriye gitmemize ragmen rakiplerimize yaklasiyoruz.. ancak saat 17.00 gibi hava gene azaliyor, uzun bir gece olacagini anliyoruz, isin kotusu teknede su azaliyor.. Ufak uykular ile idare ediyoruz, ufak yudumlar esliginde.

Hava karariken Cesme acigindaki Sakiz Adasi'na yaklasiyoruz. Cesmeye 25 milimiz var.. Gece biraz ilerliyoruz, Sakiz'a iyice yaklastigimizda hava tamamen kaliyor, ruzgardan esame yok.. ugras didin bir seyler yapiyoruz ama finishe 10 mil kala hava tamamen bitiyor.. Ekibin yarisi uyuyor, kalanimiz guvertede hababam yelken degistirmece, yuruyelim diye ugrasmaca.. Bir ara efsanevi Code 0 ile 2 knot esen ruzgarda 4 knot gidiyoruz.. rakiplerin hepsi de yakinda... yari uyur gezer bir geceden sonra sabah oluyor... Yorgunluktan oluyorum resmen.. Hava ufak ufak cikiyor, tum ekipler Cesme aciginda.. Butun rakiplerimiz dibimizde..

Finish hattinin cok yakinina kadar geliyoruz, ikinci finish verebiliriz diye dusunuyoruz.. Ama bizi icine almayan lokal bir ruzgar onumuzden 6 teknenin tren gecmesine neden oluyor.. Uzuntu yok, zaten cok avans vermistik :) ama eger direk sorunumuz olmasaydi biz de hic havasizlik cekmeyen Farr 55 gibi erkenden bitirebilirdik, orasini kimse bilemeyecek...

Marinaya girerken palamar cagiriyoruz, cunku gece akulerimizi sarj etmekten mazotumuz bitti.. Marinada palamar bizi yerlestiriyor. Saat pazar 10.00, baya iyi bir tahminmis diyorum.. Hemen viski aciliyor, ilk yudumun ve uykusuzlugun etkisi ile herkes hemen dagiliyor.. Tekneyi zar zor toplayip otele gidiyoruz, yemekten sonra da plaj...

Bu onemli etaptan sonra samandira yarislari oluyor pazartesi gunu.. Ilk yarista cok fena start almiyoruz, ancak ilk orsa samandirasini dondukten sonra cenovamizi indirirken fitil takiliyor... Ne indirebiliyoruz, ne basabiliyoruz. Zaten motor hava yaptigindan dolayi yarisa zor yetismisiz, bir de bu sekilde birakinca morallar bozuluyor.. Biz cenovayi cikarana kadar ikinci yarisin starti veriliyor.. Umutlarimiz bitiyor, marinada yuzmeye, aksam yemeginde baliga karar kiliyoruz..

Sali gunu yarisi ise Cesme'den baslayip, Alacati'daki samandirayi donup Cesme'ye geri gelmece.. Iyi basladigimiz yarista samandirayi dondukten sonra balon basiyoruz, ama balon sekiz cikiyor.. Onunla baya ugrasinca Gurhan Abi'yi kizdiriyoruz.. Ama kendimizi affettirmek icin her seyi yapiyoruz.. Gurhan Abi'nin yuzu gun sonunda guluyor, "Ulan keratalar" diyerek...

Son gun hava cok guzel bir poyrazla veda etmek istiyor.. Iki yaris var, ikisi de bol manevrali samandira yarislarii.. Butun ekip varini yogunu ortaya koyuyor, yarisin sonunda yorgunluktan olecek hale geliyor.. Ine cika bitiriyoruz yarisi.. Hemen tekneyi toplamaya basliyoruz: ekip o aksam dagilacak, ertesi gun Yigit Can, Gurhan Abi ve Orman yola cikacak.. Tekneyi toplayip, alisveris yapip, yemek yiyip, marinaya geri donuyoruz.. Teknede muhabbetten sonra odul torenine gidiyoruz.. Odul toreni Babylon'da.. (Bu arada Cesme marina hakikaten Avrupa-i olmus) belki centilmenlik odulu aliriz diye bekliyoruz, mamafih ictigimiz biralar ile geri donuyoruz.. Benim Mehmet ve Efe Can ile otobuse yetismem lazim, Mehmet ve Efe Can ise cildirdi, sakizli tatli ve kumri yiyecez diye kosturmaya basladi.. Ayni zamanda tekneyi goturecekler de gece Bozcaada icin yola cikmaya karar verdi.. Herkesle vedalastiktan sonra yola cikiyoruz yorgunlugumuz ve anilarimizla.. Bir asagi yarisi daha sona eriyor..

Su anda Marmaris'e gidiyorum ben de otobusle.. (istanbula geldikten sonra hizli bir kosturmaca ve ayni yolu geri donmece).. Her Asagi Yarisi ayri bir deneyim, ayri bir hikaye.. Firsat bulan ve yarismayi seven herkese tavsiye ediyorumm..

Korza 2010 Asagi Yarisi Ekibi:

1. Gürhan Tüker (Kör)
2. Burak Güvengez (Gügü)
3. Ipek Kandirali
4. Yigit Can Altan (Baykuş)
5. Tahir Erdem Öztürk
6. Can Dedeoğlu
7. Yasemin Akyaz
8. Efe Can Saka
9. Mustafa Ali Acar (Mali)
10. Anil Ilter (Aslan)
11. Kaan Akman
12. Can Ergün (Orman)
13. Mehmet Akdağ
14. Mete Mutlu

Hiç yorum yok: