Yasim heralde uc veya dort. Evde bir kosede "bozuk para koleksiyonum" var. Onlarla oynuyorum. Tabi o pis paralar uslu uslu da durmuyor, havaya atip tutuyorum, agzimda yuvarliyorum: her turlu cirkinligi yapiyorum. babam yurt disinda, annem icerde komsu ile oturuyor.
Birden paranin biri bogazima kaciyor, oksurmeye, bogurmeye baslayinca annem bizim odaya daliyor. paralarla oynadigim belli, nefes alamadigim belli, hemen elini agzima sokup cikarmaya, kusturmaya calisiyor. Bakti olmuyor. Suratim morarmaya basliyor. Hemen beni banyoya goturup ayaklarimdan tutup bas asagi salliyorlar. Para acayip sikismis bana misin demiyor. Hala kurtulamayinca taksiye bindikleri gibi Zeynep Kamil Cocuk Hastanesi.. O zamanlar Kosuyolu'nda oturuyoruz, hastane baya yakin..
Hastanenin kapisinda tekrar duruyoruz, ben hala nefes alamiyorum dogru duzgun. Tam kapida iki buklum olup midemde ne varrsa cikariyorum.. oh be diyorum, annem bakiyor, yerdeki yiginin ortasinda bir de madeni para :)
Hastanenin kapisindan aynen eve donuyoruz ve cocuklugumdan kalan cok az sayidaki anilardan biri aklima kaziniyor. Zeynep Kamil denince aklima bu olay, Acibadem deyince de dikislik yaralarim geliyor aklimda.Isin komigi cocuklugumdan kalan anilarin cogu hep yarali bereli hikayeler: en net hatirladiklarim, en canli olanlar. Biraz yaramazdim, dogru...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder