1 Ekim 2008 Çarşamba

Cuma gecesi ve hafta sonu sonrasi odev odev odev

Cuma aksami kamp icin esyalarimi soyle boyle topladiktan sonra biraz da ata binmekten dolayi popomun acimasindan dolayi odamda azicik nefesleneyim dedim, youtube, eksisozluk derken saat 10 olmustu bile. Her ne kadar ertesi sabah saat 6 da kalkacak olsam bile cuma aksami odamda oturmayi icime sindiremedim ve yakinlarda oturan Andreas'in ve daha bircok exchange insanin kaldigi yerdeki barbeku partisine gittim. Gecen hafta da ayni yerde barbeku partisinin olmasi ve sanirim insanlarin gec toplanmis olmasindan dolayi insanlar hala melulceneydi ama bazilari coktan alkol limitini gecmis, basini almis gitmisti.

Bedava bira icerken Italyan asilli Amerikan bir bayanla tanistim, bayan diyorum sahsen kendisi 28 yasinda. Daha once Turkiye'ye gelmis, benim de Turk oldugumu duyunca beni baya bir kitledi. Ataturk uzerine baya konustu durdu, neden Ataturk hakkinda bu kadar saplantili oldugumuzu sordu.. Tam ben bir seyler anlatirken sozumu kesip durdu ve New Jersey'li olmasina baglayarak baya kufur etti, sahsen baya egitildim. Her ne kadar onun fikirlerini degistiremesem de bazi konularda sanirim ikna edebildim ama kolay olmadi.. Hele Ataturk'e kufur etmee basladiginda durmadigi icin baya zorladi acikcasi. Onun disinda daha onceden tanidiklarimla ve yeni tanistiklarimla uzun sure konustuktan sonra odama 2 gibi dondum, 3 gibi de yattim.

Cumartesi sabahi 6 da kalkip icimden cigliklar attiktan son esyalarimi da cantama tikip, 2 tost yiyip yola koyuldum. Bulusma noktasina giderken elimde rezil bir kahve, gozumde 10 kilo uyku ve agzimda da eksilik vardi ama tanidik yuzler gorunce hemen oracikta gulmeye eglenemye basladik. Kamp yerine araba ile gidebilecegimiz icin insanlar ne varsa getirmisler, 7-8 tane buzluk, 1 tane kocaman teleskop, koca koca cadirlar ve herkese yetecek kadar sandalye ile yola koyulduk. Yaklasik 2 saat ve 80 milden sonra kamp yerine geldik, ama bulusma yerini sasirmisiz yarim saat bon bon durduk, gole baktik. Cevresinde kamp kurdugumuz golun adi Parker Canyon Lake. Ben cok sonradan ogrendim ama meger gol dogal degilmis, nehirin cikisini kapamislar, birikmis birikmis gol olmus. Cevresi yaklasik 6 mil. Biz de cadirlarimizi kurduktan sonra sandvicler hazirlayip golun etrafinda bir turlayalim dedik. Tam yari yolda iken bulutlar birikti birikti ve bizden nefret edercesine icini dokuverdi. Biz de bitti bitecek diye biraz daha ilerledik ama baktik olmuyor, kosar adim geri donmeye karar verdik. Yagmurluk alan birkac akilli haricinde herkes deli gibi islandi. Cadirlarimizi yagmura hazirlamadigimiz icin zaten kuf kokan cadirimiz bir de camur doldu, icindeki cantalarimiz suya batti. Hayatimda hicbir yere bu kadar hazirliksiz gitmemisim heralde, yagmurun altinda mayo ile oturmak zorunda kaldim. O kadar islanmanin ustune bir de soguk bira icince baya titrer duruma geldim ama yagmur bitip de gunes yuzunu gosterince kemiklerimi gene isitiverdim. Tam o sirada aklima fotograf makinelerim geldi. Yagmur esnasinda filmli makinemi korurken dijital makinemi cantamda unutmusum, baya islanmis o da, hala calistiramadim, ama umitliyim.

Ogleden sonrayi yemek yiyerek, cesitli kart ve oyunlar oynayarak gecirdikten sonra liderimiz Colton bize inanilmaz hamburgerler, hotdoglar ve kasarli biberler pisirdi. Kendisi kucukken izci kampina gitmis, daha sonra durmadan kamp yapmis, avlanmis, oradan buraya kosturmus durmus. Benim su anda oturdugum yerde de yasamis, nefret etmis, hatta facebook ta grup kurmus :) Yemeklerimizi yedikten sonra biraz kestirme fasli, geceye hazirlik derken saat daha 7 idi heralde ama daha simdiden insanlar yorgunluktan bayilacak duruma gelmis, hava da karardigi icin ates basina comelmisti. Bu sirada Colton kendi yaptigi teleskobunu kurmaya basladi. Soyledigine gore o kadar cok yagmur yagdigi icin uzerimizde nem kalmamis, uzun zamandan beri gordugu en net goruntuymus o geceki. Bir ates basinda, bir teleskop basinda donup dururken inanilmaz eglendim, kah guldum kah dertlendim ama yildizlarin altinda uyumaya calisirken icimde derin bir huzur vardi.

Ertesi sabah saat 7'de Colton tarafindan uyandirildiktan ve hepimiz onun tarafindan beslendikten sonra onceki gun bitiremedigimiz yuruyusu bitirmeye karar verdik. En yaylana yaylana dolasan ben, Adam ve Emily olarak gruptan koptuk ama girip cikmadigimiz konu, gulmedigimiz sey kalmadi. Bir onceki hafta gittigimiz bocek temali yuruyusten sonra hepimiz yere bakar hale gelmistik, biz vardigimizda oncu grup yemek yemis hatta kano yapmaya baslamisti.

Sandviclerimizi yiyip iskeleye uzanip biraz kestirip biraz daha oyun oynadiktan sonra yola koyulmaya karar verdik. Ben pasaportumu yanima almadigim icin ve Meksika ya baya yakin oldugumuz icin hepimiz biraz ucukladik ama kontrolde sorun cikmayinca ohh cekip yola devam ettik. Odama geldigimde inanilmaz yorgun, ama bir o kadar mutlu sekilde dusumu aldim, biraz odev bakip "amannn" dedikten sonra heralde son zamanlarin en derin uykusuna yattim..

Simdi odevlerimle ugrasip her seye yetismeye calisiyorum, yarin hem yuruyus hem de tirmanma klubunun toplantisi var, ayrica pazartesiye fotograf projesi teslim etmem gerekiyor. Fotograflardan biri uzun cekim olmasi gerektigi icin az sonra(aksam) disari cikip elimde kocaman bir tripodla dolanacagim.. Her seyim cok sıkıştı ama gene de yavas yavas da halloluyor.

1 yorum:

Mete Mutlu dedi ki...

niye bana kimse yorum yazmio?? yazsaniza lannnn