25 Ekim 2008 Cumartesi

San Francisco'nun ikinci gunu..

Evet, gecen hafta Sena ile San Francisco'ya gitmistik ve ben de sizi sikmiyim diye yavas yavas anlatiyorum. Daha gitmeden ince Sena Alcatraz Hapishanesi'ne gitme onerisi sunmustu ve bana da baya mantikloi gelmisti. Alcatraz Hapishanesi, San Francisco'ya 1.5 kadar kilometre uzakta, bir adanin uzerinde bulunuyor. Bu hapsihaneden canli olarak kacmak imknasiz gibi anlatiliyor, nedeni ise kopekbaliklari, guclu akintilar ve suyun 10 derece civarinda olmasi. Canli bir sekilde cikabilseniz bile canli bir sekilde karaya adim atamaycaginiz soyleniyor. Bu hapishane hapishanelerin en serti ve sikisi olarak aniliyor, ancak 1964 yilinda isletme maliyetlerinin fazla olmasindan dolayi kapatilmis ve su anda turistik turlara acilmis durumda. Biz de daha onceden yerimizi ayirmitsik, cunku ayni gune istediginiz saate yer bulmak oldukca zor. Hapishaneyi daha sonra detayli bir bicimde anlatcagim. Saat 12 ye kadar orada kalip hucreleri gordukten sonra karaya geri donduk. Bu sirada Sena baya uzgundu cunku kamerasinin pili bitmisti. 

Tam odaya geri donup Sena'nin sarj aletini almayi dusunurken oradaki kamera saticilarindan biri yardima kostu ve bes amerikan dolari karsiliginda pilimizi sarj etti. Biz de o sirada ekmek icinde midye corbasi ictik. Bu corbayi baya fazla yer yapiyor aslinda ama bizim yedigimiz yer kocaman ve her turlu ekmegi satan bir firin oldugu icin inanilmaz guzel bir ekmegin kapagini kesip icine corba koyuyor, tadindan yenmiyor. 

Yemegimizi yedikten sonra Fisherman's Wharf i biraz gezdik ve sarj olmus pilimizi geri aldik. Buradaki iskelelerden biri cok unlu ve bir o kadar da turistik aslinda. Forest Gump'in restorani, bircok turistik esya magazasi ve deniz aslanlarini izleme yeri burada. Deniz aslanlari inanilmaz acaip, ne kafeste, ne de yemek veriliyor kendilerine. Iskelenin yanina samandiralara bagli guneslenme alani yapilmis onlara kucuk kucuk, en az 100 tane deniz aslani gelmis, orayi isgal etmis. Ou Ou Ou duye bagirip pis kokular salgilayip size poz veriyorlar. Tekrar ediyim tamamen vahsi kendileri ama oylece oradalar. Inanilmaz acaipti, sirin mi sirinler bir de, ama gene de sizi isirilar mi, evet bence isirirlar.

Oradan Ghirardelli Parkina gidip biraz bakindiktan sonra Golden Gate Koprusune gitmeye karar verdik. Bu kopru bizim Bogazici Koprusu ile ayni mantikta yapilmis, ama bizden 45 yil once. Kopru dunyanin en cok fotografi cekilmis koprusu. Kirmizi rengi ilk once gecici olarak yapilmis ama daha sonra o kadar cok sevilmiski o sekilde birakilmis. Biz de uzerinde yurumeden edemedik, soyle bir dolaniverdik. Nacak hava inanilmaz sogumustu ve biz de donuyorduk. O yuzden biraz daha dolasip otele gitmeye, biraz daha kalin giyinip gece yemek yemeye disari cikmaya karar verdik.

Ben midye yiyecegim diye durmadan tutturdugum icin sehrin baska bir ucuna dona dona gittik. Bir de gorelim ki o da ne? Orasi sadece gunduzleri acikmis ve minicik de bir dukkanmis aslinda. Once biraz hayal kirikligi yasadik ama sonra napalim bari su kosedeki Italyan lokantasina gidelim dedik. Aslinda sirin bir yermis ve hemen kocaman bir pizza ve birer bira soyledik. Kah gulduk, kah usuduk ama inanilmaz bur mutluluk coktu uzerime doyunca. Daha sonra Sena'nin gitmek istedigi sampanya barinin yolunu tuttuk. Bulana kadar donduk, gidince bir de ne gorelim hem herkes sik sikirdimdik, hem de beni almiyorlar, biraz uzuldukten sonra sokaklarda dolasmaya basladik, magazalari kestik, birazcik daha dolanip otele geri donduk..

Evet bir gun daha boyle gecti San Francisco'da, baya eglendik aslinda ne kadar usumus olsak da.. Ama gercekten de yokuslariyla, sokak arabalari ile inanilmaz bir yer, anlatmaya devam edecegim..

Hiç yorum yok: